ÜÇAYLARDA TASAVVUFÎ EĞİTİM

Hepimiz bu dünyada faniyiz; ölüm şerbetini herkes içecek, kabir kapısından herkes geçecek.

Biz bu kainatı şu harika şekil ve nizamda halkeden yüce Allah'ın varlığını, birliğini biliyor, tam bir iman ve itminan ile inanıyoruz; yerleri, gökleri, yıldızları, atomları, maddeyi, mânâyı, dünyayı, ukbayı, hayatı, mematı, ağaçları, çiçekleri, kuşları, böcekleri, her türlü güzellikleri yaratan, bize sayısız nimetleri veren O...

İnsanoğlu'nun ilk ve her şeyden önce ve en mühim görevi O'nu bulmak; O'nu tanımak, bilmek, saymak, sevmek...; O'na itaat edip, nimetlerine, ihsan ve ikramlarına daima hamd ve şükürler eylemek...

Allah her suçu, günahı, hatayı, kabahati, kusuru afveder, bilmemeyi, tanımamayı veya yalan-yanlış, eğri-büğrü, eksik-yamuk tanımayı asla bağışlamaz. Haça, puta, toteme, heykele, aya, güneşe, yıldıza, dağa, ağaca, ineğe, öküze... herhangi bir aciz, naciz, fani zavallı yaratığa tapanlar bu yanlış inançlarının cezalarını ebediyen çekecek, daima azapta, ikapta mahv olacaklar...

Allah'a nasıl ibadet ve taat edilecek? Emirleri ve yasakları neler? Bizden nasıl bir kul olmamızı, neler işlememizi istiyor?..

Bunları bize, gönderdiği mübarek insanlar, asil ve şerefli elçiler olan peygamberleriyle bildirmiş: Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed-i Mustafa gibi aleyhimus-Salavatü ve't teslimat.

Bunların hangisine uyulmalı? Elbette ve kesinlikle en sonuncusu olan Hz. Muhammed'e.. Çünkü bu peygamber kendinden bir öncekinin devrini kapatır, yeni bir devir açar; yüce makamdan en son gelen buyruk bütün öncekileri iptal eder, onların yerine geçer. Tarih, örf, din, sanat, akıl, mantık, vicdan, irfan bunu gerektirir.

Allah'a itaat ve ibadet etmeliyiz ama Allah her ibadeti kabul buyurmuyor. Mesela: Kafirlerin ve müşriklerin bütün yaptıkları hebaen mensura, gayri makbuldür, geçersizdir, merduddur.

Ayrıca mümin olanların da birtakım sebeplerle ibadetleri gayri makbul, fasid ve batıl duruma düşebilir. Mesela: Abdestsiz namaz olmaz; namaz esnasında konuşunca namaz bozulur; haram para ile yapılan hac geçersizdir, riya ve gösterişle yapılan ibadet ve hayrat, iyi niyetsiz, ihlassız takvasız yapılan tüm işler... kabul olmaz. Hadis-i Şerifler'e göre:

Nice namaz kılan insan vardır ki o namaz, onu sadece Allah'tan uzaklaştırmağa yarar.

Nice oruç tutan insan vardır ki akşam eline aç ve susuz kalmaktan başka hiçbirşey geçmez.

Nice Kur'an okuyan insan vardır ki Kur'an ona lanet eder.

Bir de yapılmış ibadetlerin, kazanılmış sevapların başka kötü huylar tarafından silinmesi, yok olması tehlikesi vardır. Hz. Peygamber efendimiz bildiriyor ki: Hased, bütün hasenatı -ateşin odunu yiyip, yakıp, kül ettiği gibi- yer bitirir. Verilen sadaka ve zekatlar, minnetle başa kakmakla, yoksula böylece eza vermekle batıl ve sevapsız duruma düşer.

Demek ki ibadet ve taatlarımızın ne sebeplerle kabul olmayacağını mutlaka ve muhakkak öğrenmeliyiz, riyadan şiddetle kaçınmalı, ihlaslı, takvalı olmalıyız, kalbimizi; niyetimizi temiz ve halis kılmalıyız. Ahlakımızı düzeltmeli, kötü huylardan temizlemeli, güzel huyları iktisap etmeliyiz.

İşte bütün bunları bize öğreten İslâmî ilim dalının adı TASAVVUF'tur.

Tasavvuf terbiyesi, ahlak tersbiyesi... olmadan iyi müslümanlık yapılamaz, yapılan ibadetlerin makbul olması sağlanamaz, Allah rızası ve sevgisi kazanılamaz.

İyi eğitilmemiş bir müslüman kendine de fayda sağlayamaz, İslam'a da; dünyada da zarar eder, ahirette de... kötü demirden iyi kılıç yapılamaz, kötü askerle zafer sağlanamaz. O halde gerçek tasavvufa gereken ciddiyetle eğiliniz, ruh ve kalp ve ahlak eğitiminizi tamamlayınız, kamil bir insan olmağa çalışınız ki dünya ve ahiret izzet ve şeref ve saadetine nail olabilesiniz.

Üç aylar bu konu için çok müsait, çok münasip ve çok mübarek bir manevi mevsimdir. Allah celle celalüh cümlemizi bu muhteşem mevsimin feyz ü bereketinden müstefid olanlardan eylesin.

Halil Necatioğlu -- İslâm, Sayı:102

Dervişân