SEÇİMLERDEKİ MÜHİM GÖREVİMİZ
Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Rh.A
Önümüzdeki günlerde bizleri yakından ilgilendiren peşpeşe iki mühim olay ile karşılaşacağız: Birisi üniversite ve yüksek okulların açılması; diğeri ülke çapında milletvekili seçimi.
Geçen senler çilesini, kahrına çektiğimiz, tesettür düşmanlığı, başörtüsü zulmü, eğitim müesseselerine sokulmayan, imtihanlara alınmayan, tahsili bıraktırılan kızların, başörtüsü sebebiyle işinden atılan işçi ve memur hanımların henüz dramı bütün canlılığıyla hafızalarımızda. Bu tür baskı hürmet görüyor ve huzurlu yaşıyor. Ancak diktacı ve zorba rejimlerde Totalitler Afrika ve Asya ülkelerinde, Balkanlarda ve Demirperde gerisi ülkelerinde dine, özellikle Müslümanlara bariz bir düşmanlık görülüyor, sadece oralarda halkın ibadet, eğitim ve öğretim hürriyeti yok; aksine takip, tecziye, hakaret, hapis, sürgün ve hatta idam var. Bizdeki maskeli veya pervasız İsl(m düşmanları, ters eğitimle şartlandırılmış halk düşmanı yarı aydınlar, putlu ve mutlu azınlık da aynı zorba ve mütecaviz kafa yapısında idiler. Bizler haklarımızı aramak için kanuni mercilere, meclise, milletvekillerine, bakanlara başvurmuş, ama onlardan sadra şifa veren bir yardım alamamış, meseleyi insan haklarına uygun düşen bir olumlu sonuca maalesef ulaştıramamış, gözümüz yaşlı, boynumuzu bükük mağdur ve mazlum intizarda kalmıştık.
Şimdi seçimlerden bir ay önce üniversite ve yüksek okullar yine açılıyor, acaba aynı zulüm ve gaddarlık, devam edecek mi? Bu günleri de göreceğiz!
Ama 1 Kasım'da yapılacak milletvekilleri seçimi dolayısıyla karşımıza propaganda yapmaya, rey istemeye birçok aday gelecek. Bize şirin görünmek için dil dökecekler, gönlümüzü, aklımızı çelmeye çalışacaklar.
Bazı kurnaz (!) hesapcı ve suskun kişilere şimdi hesap sorma zamanımız geldi; bizim dertlerimize acımasız bir şekilde layakt kalmalarını asla unutmamalı ve mutlaka cezalandırmalıyız.
Gelen adaylara haklarımızı, isteklerimizi, direktiflerimizi iyice anlatmak, onlardan kesin söz almalıyız ki, seçilip meclise girdikten sonra tavır değiştirmesinler, feryadlarımıza kulak tıkamasınlar.
Gönül isterdi ki Hukuk Fakültesi gibi mesleki bakımdan uygun bazı öğretim kurumlarında tahsil görmekte olan mağdur kızlarımızdan bir kısmı aday olsun, seçilsin, meclise girsin ve oradaki insan hakları düşmanları ile mücadele etsin.
Yeni teşekkül edecek meclisten en başta gelen dileğimiz, dertlerimize eğilinmesi geçtiğimiz dönemde açılan yararlarımızın sarılması, haksız verilen cezaların kaldırılması, YÖK gibi kurumların antidemokratik saltanatlarına son verilmesi ve yüzde doksandokuzu Müslüman olan ülkemizde, üstelik hürriyet ve demokrasi rejimi hüküm sürerken İsl(m'a ve Müslümanlara yapılan haksızlık düşmanlık ve baskıların önlenmesidir.
Siz sevgili okuyuculardan seçimlerde, haklarınızı almak konusunda çok duyarlı ve aktif olmanızı önemle rica ederim. Cenab-ı Hak seçimlerin sonuçlarını hakkımızda hayırlı eylesin.
Kadın ve Aile, Ekim 1987