Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan hocaefendiye göre, feyz alabilmek için, Peygamber Efendimiz’in mânevî varislerinden bir zâta, sahih bir el ile vazife almış kâmil bir mürşide bağlanmak lâzım! Ona hürmet etmek lâzım, onunla bağlılığı koparmamak lâzım, tarikatın silsilesine yapışmak lâzım!.. İpini elden bırakmamak lazım!
Bu uçurumdan yukarı çıkacak kimsenin durumuna benzer: Aşağıdan ipi tuttu, yukarıya doğru çekiyorlar. İpe sıkı tutunması lâzım! Bırakırsa, tekrar aşağı gider.
Mübarek mânevî yoluna bağlanacak ki, bağlantısı sağlam olacak ki, feyz alabilsin. Bu olmazsa, sanki bina yapılmış, kablolar döşenmiş, düğmeler hazır, lambalar takılı, amma ışıklar yanmıyor... Bir eksiklik var; ne eksikliği var, neden yanmıyor?.. Şebekeye bağlı değil. Şebekeye bağlantı yapılmamış, sigorta takılmamış, şebekeye bağlı olmadığı için ışık yanmıyor.
Bağlantısı yoksa, o zaman ışık yanmaz. Bu lambalar nereden yanıyor?.. Işık kaynağından şehir cereyanına bağlantı yapılmış, ondan yanıyor. Doğrudan doğruya lambanın kendisi yanmıyor ki, bir şey geliyor da ondan oluyor.
Mürid de şeyhine tam bağlanmazsa, silsiledeki büyüklerle gönül bağı olmazsa, feyz alamaz.
Coşan hocafendi, bağlı ve irtibatlı olduğu tarikatleri ve silsileyi şöyle açıklar:
Büyüklerimizden bize intikal eden bağlılık ve salâhiyet itibariyle bizim çeşitli tasavvuf tarikatlarına irtibatımız, bağlantımız, mensûbiyetimiz vardır. Bunları sıralayalım: Nakşî Tarikatı, Kàdirî Tarikatı, Sühreverdî Tarikatı, Çeştî Tarikatı, Kübrevî Tarikatı, Mevlevî Tarikatı, Bayrâmî Tarikatı, Halvetî Tarikatı...
Bir güzel rüya ile bendeniz kardeşinizi Aziz Mahmud-u Hüdâî Hazretleri’nin vekili yapıp, rüyada Ankara’da ıssız ve harab hale gelmiş Bayrâmiyye Tarikatı’nın tekkesine nasb ettiler. Sonradan silsilesini incelediğim zaman, zâten Aziz Mahmud-u Hüdâî Hazretleri’nin de Hacı Bayrâm-ı Velî’ye bağlı olduğunu görmüş oldum.
Mekke-i Mükerreme’de gördüğüm bir rüyada da, Nakşî olduğumu söylediğim halde, rüyadaki bir şeyh efendi beni Mevlevî Tarikatı’na da bağladı. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Efendimiz’e... O da zâten İmam Sühreverdî Hazretleri’nin evlâdındandır.
Böylece çok değerli, çok kıymetli, itibarlı, saygı ve sevgi toplayan yollara bağlılığımız var...
Silsilemiz, benden evvelki Hocamız Mehmed Zâhid-i Bursevî Hazretleri'yle Nakşî Tarikatı'nın, Halidiyye kolunun, Gümüşhâneviyye şubesidir:[1]
[1] Coşan, Mahmud Es’ad, İsveç, Stockholm, 10. 05. 1997.